Ünlü Romanların Geçtiği Şehirler

Ünlü Romanların Geçtiği Şehirler

Ocak 5, 2020 Kapalı Yazar: Yeryüzü Tanığı

Ünlü Romanların Geçtiği Şehirler

Bazen öyle bir kitap okuruz ki sayfalar arasında kaybolup kendimizi adeta kitap karakterlerinden biriymiş gibi hissederiz. Üstelik yazar daha önce hiç görmediğimiz şehir sokaklarını öyle güzel anlatmıştır ki her tasvirinde sanki daha önce orada bulunmuşuzdur. Böyle zamanlarda tüm hayal gücümüzü kullanarak canlandırdığımız sokaklar büyük bir coşkuyla bizi çağırır. İçimizde uyanan “’Bu şehri mutlaka görmeliyim.”’ düşüncesi yıllarca aklımızı kurcalar durur. Edebiyat ve şehirler arasındaki ilişkiye odaklanmak, seyahat ettiğiniz kenti farklı bir gözle algılamanızı sağlayabilir.

İşte yıllar içerisinde okuyucu etkileyen muhteşem eserler ortaya koyan bazı yazarları daha iyi anlamak için görmeniz gereken o şehirler.

Edinburgh ve Londra – İNGİLTERE

Sherlock Holmes, Sir Arthur Conan Doyle

Dedektif Sherlock Holmes karakteri sayesinde ünü tüm dünyaya yayılan Sir Arthur Conan Doyle için tek bir şehirden bahsetmemiz mümkün değil. Çünkü yazar hem doğum yeri olan Edinburgh hem de Londra’dan oldukça beslenmiş. Bugün Edinburgh’a giderseniz şehrin pek çok yerinde Sherlock’un adına, yazarın büyüdüğü eve, evinin yakınlarında kendi ismini ve anısını taşıyan bir bara ve Sherlock Holmes heykeline rastlayabilirsiniz. Londra’da da bu durum pek farklı değil. Özellikle de şehirde çekilen filmler ve dizinin ardından Baker Street’te yer alan Sherlock Holmes müzesi bölgenin en popüler duraklarından biri haline geldi.

Londra – İNGİLTERE

J. K. Rowling, Harry Potter

İngiltere’nin başkenti Londra tam anlamıyla bir edebi şehir. Yüzyıllardır Nick Hornby’den Charles Dickens’a edebiyat dünyasının dev yazarlarına ev sahipliği yapması da bunu kanıtlıyor. Dünya genelinde satış rekorları kıran Harry Potter’ın sahnesi de çoğunlukla burası. Özellikle Londra’dan esinlenen Rowling; Christ Church College, King’s Cross Tren İstasyonu, Piccadilly Circus gibi yapılara kitabın kurgusunda yer vermişti. Ayrıca muhtelif dükkanları da yine kitap ve filmlerden hatırlayacaksınız.

Amsterdam – HOLLANDA

Düşüş, Albert Camus

1956’da, Camus’nün bir trafik kazasında ölümünden dört yıl önce yayımlanan kitap bir zamanlar Paris’te başarılı bir avukat olan ve Clamence ile bir Parisli arasında geçen konuşmayı konu alır. Sohbete ev sahipliği yapan kent ise kanalları ile ünlü Amsterdam’dır.

Stockholm– İsveç

Ejderha Dövmeli Kız, Stieg Larsson

Ejderha Dövmeli Kız serisi ile kısa sürede dünya çapında tanınan bir yazar haline gelen ve ne yazık ki 2004 yılında hayata gözlerini yuman Stieg Larsson’ın kitaplarındaki Stockholm tasvirleri oldukça ilgi çekiyor. Gerçek mekanlardan bahseden ve bizim için şehirde adeta mini bir rehber hazırlayan Larsson, okuyucular üzerinde Stockholm’ü görmek için büyük bir merak uyandırıyor.

Berlin – ALMANYA

Soğuktan Gelen Casus, John le Carré

Berlin, dramatik bir geçmişe sahip olmasından dolayı yazarlar başta olmak üzere pek çok sanatçı için son derece özel bir kent. Özellikle 1945’ten bu yana romancılar için tam anlamıyla bir ilham kaynağı olmasıyla da ünlü. Bu kenti hikâyenin sahnesi olarak kullanan çok sayıda büyük edebiyatçıya rastlamak mümkün. John le Carré’nin Soğuk Savaş döneminde geçen Soğuktan Gelen Ajan’ı ise hem türünün en iyi örneği hem de Berlin’de geçen kitapların en dikkat çekeni.

Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali

Türkiye’de en çok satan kitaplar listesinin daimi birincisi, Sabahattin Ali’nin efsanevi romanı Kürk Mantolu Madonna’da baş karakteri Raif Efendi, hayatının kadınına Berlin’de aşık oluyor! Bu kez Berlin’in başka bir yönüne ve dönemine şahit oluyor; kentin aşk, sanat ve doğayla öne çıkmasını izliyoruz. Raif Efendi’nin penceresinden Berlin’i yaşamak için Müzeler Adası’nı, Berlin Katedrali’ni, Bergama Müzesi’ni, Tiergarten, Treptower, Volkspark Friedrichshain ve Grunewald parklarını mutlaka gezi rotasına eklemek gerekiyor.

İstanbul – Türkiye

İstanbul – Hatıralar ve Şehir, Orhan Pamuk

Nobel ödüllü ilk ve tek yazarımız olan Orhan Pamuk, kitaplarında sık sık yer verdiği İstanbul’u öyle güzel tasvir ediyor ki belki de bugün dünyanın dört bir yanından Pamuk’un anlattığı İstanbul’u görmek için yanıp tutuşan pek çok okuyucu bulunuyor. Özellikle birçoğumuzun yakından görme şansının olmadığı eski İstanbul sokakları yazarın kaleminden oldukça etkili bir biçimde dökülüyor. Daha önce bu şehirde bulunmuş hatta burada yaşıyor olabilirsiniz ama bu güzel şehre bir de Orhan Pamuk gözünden bakmayı denemenizi tavsiye ederiz.

Yazarın çocukluğu ve ilkgençliğinin hikayesi ve aile tarihiyle İstanbul’un bir imparatorluk başkentinden 20. yüzyıl başlarında yıkıntılarla ve hüzünle dolu bir şehre dönüşmesinin hikayesi olan İstanbul – Hatıralar ve Şehir, yalnızca Pamuk’un bir İstanbul yazarı olarak ününü sağlamlaştıran kitabı değil, aynı zamanda tüm dünya edebiyatında bir şehrin ruhu hakkında yazılmış en derin kitaplardan biri.

Kahire – MISIR

Nil’de Ölüm, Agatha Christie

Agatha Christie’nin Nil’de Ölüm’ü, Mısır’a seyahat etmek isteyenlere yıllardır ilham veriyor. Çok sayıda film, TV ve radyo uyarlaması da çekilen roman Christie’nin efsane kahramanı, Belçikalı dedektif Hercule Poirot’nun Londra’dan Mısır’a gelişini ve Linnet Ridgeway’i Nil Nehri üzerindeki teknesinde kimin öldürdüğünü araştırmasını konu alıyor. Muhteşem Nil boyunca ilerlerken Poirot, aynı teknede olduğu faili bulmaya çalışıyor.

Cape Town – GÜNEY AFRİKA

Utanç, J. M. Coetzee

2003 Nobel Ödülü’nün sahibi, Güney Afrikalı yazar John Maxwell Coetzee’nin edebiyat dünyasına hediyesi olan Utanç, ırkçılık temasını işliyor. Cape Town’da görülecek birçok doğal güzelliğin yanı sıra Utanç’ta geçen dönemin izlerini ve tarihin ilginç sayfalarını keşfetmek isterseniz Bo Kaap bölgesi, Good Hope Kalesi, Deniz Müzesi ve District Six Müzesi mutlaka ziyaret etmeniz gereken noktalar.

Girit – YUNANİSTAN

Zorba, Kazancakis

Çoğu insanın Anthony Quinn’in muhteşem oyunculuğu ve sirtaki dansıyla bildiği Zorba, aslında fazlasıyla aşina olduğumuz bir adayı ve kültürünü konu alıyor. Girit Adası’nda anlatıcının tanıştığı bir karakter olan Zorba, bu güzel adanın atmosferinde hayatı dolu dolu yaşamanın sırlarını okurlarla paylaşır. Yunanistan’ın en büyük, Akdeniz’in beşinci büyük adası Girit’i bu gözle görmek isterseniz, aynı zamanda Kazancakis’in de memleketi olan Heraklion ile turunuza başlayabilirsiniz.

Sefiller, Victor Hugo

Victor Hugo, Fransa’nın başkenti kendisinin de evi olan Paris’i hem Notre Dame’ın Kamburu hem de Sefiller romanlarında fon olarak kullanır. Dolayısıyla yazarlarla özdeşleşen şehirler dendiği zaman da akla ilk Victor Hugo ve Paris gelir. Sefiller’de çeşitli sahnelere ev sahipliği yapan mekânlar arasında Saint Paul Kilisesi, Balzac, Sartre gibi birçok yazarı ve Hugo’nun ünlü karakteri Cosette’i ağırlamış olan Jardin du Luxembourg Parkı ve elbette Notre Dame Katedrali bulunuyor. Ayrıca Victor Hugo’nun evi de ziyaret etmeniz gereken noktalardan biri.

Paris dünyanın en güzel 10 başkenti arasında gösteriliyor. Ayrıca Avrupa’nın en çok turist çeken şehri. Yani Paris gezisi ayarlamak için fazlasıyla geçerli sebepleriniz var.

Dublin – İRLANDA CUMHURİYETİ

Dublinliler, James Joyce

Dublin ünlü yazardan yana sıkıntı çekmeyen bir şehir. Ayrıca Türklerin yabancılık çekmeyeceği şehirler arasında. Oscar Wilde, George Bernard Shaw, Samuel Beckett kentin edebiyat dünyasına kazandırdığı büyük isimlerden sadece bazıları. Ancak Dublin’de geçen kitaplar deyince James Joyce’un Dublinliler’i bir adım öne çıkıyor. Joyce 1905 ve 1907 tarihleri arasında yazıp, 1914 yılında da yayımladığı tahmin edilen kitapta Dublin’i kısa öykülerin tamamının dekoru olarak kullanmasını şöyle açıklıyor:

“Niyetim, ülkemin manevi tarihinin bir bölümünü yazmaktı. Sahne olarak Dublin’i seçtim, çünkü o şehir bu paralize olma halinin merkezi gibi geliyordu.”

Kitabın ilk sayfalarında romanın geçtiği döneme ait bir Dublin haritası ve siyah-beyaz fotoğrafların yer aldığını da belirtmeden geçmeyelim.

St. Petersburg – RUSYA

Suç ve Ceza, Fyodor Dostoyevski

Aslında neredeyse pek çok Rus Edebiyatı yazarıyla bir bütün haline gelmiş önemli bir edebiyat şehri olan Petersburg, Dostoyevski’nin romanlarında oldukça ayrıntılı bir yer kaplıyor. Özellikle yazar dünya ünlü romanı Suç ve Ceza’da St. Petersburg sokaklarını oldukça detaylı bir şekilde işlemiş. Bu sebepledir ki bu romanı okurken kendinizi orada hayal etmeniz ve içinizde şehre karşı engel olunamaz bir merak duygusunun olması kaçınılmaz bir gerçek oluyor.

St. Petersburg – RUSYA

Beyaz Geceler, Dostoyevski

Romanov Hanedanı döneminde çarlık Rusya’sının en büyük liman şehri ve deniz üssü olması amacıyla 18. yüzyılın ilk yıllarında kurulmaya başlanana St. Petersburg, dünyanın en önemli kültür sanat kentlerinden biri. Edebiyatı etkilemiş şehirler listesinde de saygın bir yere sahip. Çaykovski’nin en ünlü besteleri ve Puşkin’in eserleri hep bu şehirde yazıldı. Rus düşünce, müzik ve edebiyat tarihinin yıldız isimlerinin neredeyse tümüne ev sahipliği yapan kentin elbette Dostoyevski romanlarının neredeyse tamamına sahne olmak gibi de bir özelliği var. Beyaz Geceler de bu romanların en önemlilerinden biri. Burası ayrıca dünyada en etkileyici mimariye sahip şehirler arasında gösteriliyor.

Venedik – İTALYA

Venedik’te Ölüm, Thomas Mann

Alman edebiyatının yetiştirdiği en büyük yazarlardan biri olarak kabul edilen Thomas Mann’ın ünlü eseri başlı başına bir açık hava müzesi olan Venedik’te geçer. 1929’da Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Mann, I. Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde yayınlanan Venedik’te Ölüm’de “sanatçının trajik çıkmazı” temasını işler. Kitap, Luciano Visconti tarafından beyaz perdeye de uyarlanmış ve tüm zamanların sevilen filmleri arasındaki yerini almıştı.

 

 

Prag – ÇEKYA

Özlemek, Milan Kundera

Kendisi de bu kentin yerlisi olan, ancak demir perde döneminin hatırı sayılır bir kısmını siyasi görüşleri nedeniyle Paris’te geçirmek zorunda kalan Milan Kundera’nın romanlarında Prag geniş yer tutar. Bu anlamda kenti, Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği başta olmak üzere bütün Kundera romanlarını süsleyen birer motif olarak düşünebiliriz. Ünlü Çek yazarın eserleri Prag’a seyahat etmeyi arzulatacak kadar eşsiz detaylarla dolu olmasıyla da bilinir. Çekya ayrıca Euro kullanmayan Avrupa Birliği ülkelerinden birisi olduğu için de cazip bir Avrupa şehri.

Oslo – NORVEÇ

Açlık, Knut Hamsun

Bir kent 1925 yılına kadar Kristiania anılıyor. Kitapta da aynı adla bahsedilen yer aslında Norveç’in başkenti Oslo. Hamsun’un hayatının bir dönemini ortaya koyan bu otobiyografik roman Oslo’nun kalbi taşlaşmış insanlarla dolu liman, cadde ve sokaklarında geçiyor.